30 Mart 2009 Pazartesi

Sekiz kocalı zenci mama

(Agos 18.04.2008)

Kolombiya’nın Pasifik tarafı baştan aşağı balta girmemiş ormandır. Kasabalarda en kara cinsinden zenciler yaşar. 48 saatlik korkunç bir otobüs yolculuğuyla Quibdò’ya, oradan da bir günlük kamyon yolculuğuyla, yolun sonu olan Istmina’ya ulaşılır. Şehirden dönen zencilerin hepsi otobüste dev boyutlu nikel-krom müzik setleri taşır ve yol boyunca aralıksız olarak yüksek sesle salsa dinlerler.

Istmina’ya hava kararırken vardık. Ana cadde bir-birbuçuk km uzunluğunda, dar, iki yanında rengârenk boyalı, derme çatma, iki katlı ahşap evler sıralı. Yemek saati gelince herkes masasını, sandalyesini, kanapesini, koltuğunu, televizyonunu sokağa taşıdı. Yatalak dedeler, emekleyen bebeler dışarı çıkarıldı. Müzik setleri açıldı. Birinin kafeste papağanı da vardı yanlış hatırlamıyorsam. Hep beraber yemek yendi.

Sabah farkettik, caddenin paraleli, 6-7 metre aşağıda, nehirmiş. Evlerin nehre bakan tarafı büsbütün derme çatma, çoğu tiyatro kulisi gibi açık. İnsanlar, ancak zencilerin olabileceği kadar güzel. Çoğu yarı çıplak. Ailecek suyun içinde, yıkanıyorlar, şakalaşıyorlar, başka şeyler yapıyorlar.

Kaldığımız pansiyonun sahibi kocaman bir zenci mama idi. Sekiz kocadan dokuz çocuğu varmış. Kocaların iki ya da üç tanesi etraftaydı. Biri beyazdı, ipe ve kazığa yabancı değil gibi bir hali vardı. Senin burada ne işin var dedik. Ciddileşti. “Bak delikanlı,” dedi, “Kolombiya’da sağ kalmak istiyorsan böyle sorular sormamayı öğren.” Pardon dedik.

Ertesi gün polis geldi, komiserim bizi görmek istiyormuş. Uzun uzun çantalarımızı karıştırdılar, yasak yayın aradılar. Bir şey çıkmayınca dost olundu. Bol katkılı sigaralar sarıp ikram ettiler. Bunlar neyle geçinir dedik. Ağaçlar meyva dolu, niye çalışsınlar ki dediler.

Mamanın, biri sekiz biri on-oniki yaşlarında iki kızının resmini çektim. Baktıkça doyulamayan cinsten, insanın aklını başından alan bir güzellikleri vardı. Galiba hayatta çektiğim en güzel fotoğraf oldu. O sıralarda Soli’nin zenci bir sevgilisi vardı. New York’a döndüğümüzde çok beğendi, istedi. Kıramadım, ona verdim.

1 yorum:

Sivas Gezi Rehberi dedi ki...

yazılarınız çok güzel